BATI HIRİSTİYAN DEMOKRAT PARTİLER VE MÜSLÜMAN PARTİLER
Biri 01ABD öncülüğünde uluslar arası silah tekellerin hazırladıkları Ortadoğu uyum Planı ne yazık ki son yıllarda kan akıtma kargaşa yaratma ve ülkelerin kendi ülke halkı içinde kin nefret ve düşmanlık yaratma işlevini sürdürüyor. Dudak çatlatan olaylara tanık oluyoruz. Önce Arap ülkelerinde sahnelenen kanlı olaylar son günlerde Mısır ve Türkiye’de de oldukça kötü bir biçimde içine aldı. Mısırda İslamcı hükümet ile Muhalefet arasında uzlaşma olmayınca Askeri darbeyle sonuçlandı ancak bölünen halk arasındaki çatışma sonuçlanmadı. Benzeri bir gelişme Türkiye’de de hızla gelişiyor. Hükümetin Muhalefet partilerine ve özellikle de en son örek olarak da Gezi Eylemlerinde Hükümetin takındığı tavır.
Biri 02Bunların inanılmaz sonuçlara doğru gelişmesi en son örnek TV yayınlarında gördüğümüz Eli Satırlı çağ dışı caniler polisin desteği ile saldırıyorlar. Polis onların elindeki Satır ve sopaları bile almıyorlar. Bunun yerine gezi eylemcilerinden birinin elinde Satır olsaydı acaba polis nasıl davranırdı ve o İslamcı TV”ler nasıl bir yayın yapardı merak ediyorum. Ayrıca eğer Almanya’da binlerce insan bir cadde veya meydanda izin almadan toplanırsa ve oraya bir Partinin, hatta bir sendikanın yöneticilerinden Mülkiye amirlerinden biriyle ( Belediye Başkanı, Vali, Emniyet müdürü ) görüşüyorsa bir uzlaşma olanağı ararsa bu miting veya yürüyüşün kimseye zarar vermemesi için polis veya diğer güvenlik güçleri müdahale etmez. Bir uzlaşma olanağı mutlaka bulunur. CHP Partisinin genel başkan yardımcısı Gürsel Tekin üstelik bu en büyük Muhalefet Partisinin genel başkan yardımcısı İstanbul valisi ile görüşürken polisin su, gaz ve plastik mermi ve coplarla toplanan halka saldırması dudakları ısıtırcı bir durumdur… Bu durum Avrupa ülkelerinin yönetimleri bilim adamları,aydınları tarafından Türkiye’de ki Hükümetin Avrupa’daki Hıristiyan Demokrat Partileri gibi gerçekten demokrasiyi özümsemediğini düşünür. Daha ötesi İslam ülkelerinde gerçekten ülke halkının farklı inanç ve etnik kesimlerini batıda ki Hıristiyan Partiler gibi kucaklamayacağını hükümette gelir gelmez Despotizm ve Totaliter birer rejim yöneleceği düşüncesini pekiştirir. Batı İslam Ülkelerinde İslam Demokrat Partilerin batıdaki Hıristiyan Demokrat partiler gibi hükümet olmasını ve bu nedende “farklı inançlar arasında diyalog” teorisini geliştirerek savundular. Türkiye Erdoğan’ın AKP partisini ve Mısır’da Muhammed Mursi’nin Müslüman kardeşlerine büyük destekler verdiler, iktidar olmalarını sağladılar. Ancak bu gün Mısır ve Türkiye’de her iki partinin de Hükümet olduktan sonra kendi inançları ve siyasi anlayışları dışında kimseye yaşam hakkı vermemeye kararlı olduklarını ve hızla Totaliter birer rejim yaratmaya çalıştıklarını gördüler. Görünen o ki Mısır’da Muhammed Mursi’ye ve Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan’a (AKP’ye) verdikleri desteği çekiyorlar. Her iki ülkede halk büyük acı çekeceğe benziyor. Aydınlara, yurt severlere düşen görev, ülke halkının acı çekmemesi için iktidarın gönüllü çekilmesini sağlamak ve muhalif güçlerinde her türlü olumsuz, davranıştan sakınmaları için ikna etmek için çaba göstermeliler.

06 Temmuz 2013