7 Ocak 2015 de Charlie Hebdo Dergisi’ne yönelik vahşi saldırı insanlık dışıdır, akil tutulmasıyla izah edilemez. Kınamakta yetmiyor. Sanat ve yazın insanına bu saldırı, eleştiriye tahammülsüzlüğün, kaba vahşetin, özgür düşünceye düşmanlığın boyutunu gösteriyor. Basın ve düşünce özgürlüğüne saygı duymuyan, içine sindirmeyen kişi ve toplumlar demokrasiyi içine sidiremezler. Bunlar Pisikolojik hasta ve her türlü korkunç olayları işlemeye hazır yaratıklardır. Elbette aklı başında olan birazcık insanlıkta nasibini almış her birey bu cinayeti yürekten lanetleyecektir ve kınıyacaktır. Ve “ Ben de Charlie’yim” rozetini göksönde taşıyacaktır.

Ancak bu lanetlemek sadece vijdanlarımızı rahatlamak için yapılmamalıdır. Gerçekten içinde yaşadığımız bu çağda, çocukları, gençleri nasıl bir eğitimden geçirilerek böyle vahşi canavarlar haline getirildiği konusu üzerinde düşünmemiz gerekir. Onlarca yıldır çalışmalarımızda etnik ve inanç üzerinde temellendirilen eğitimlerin çocukları ötekileştirdiğini çocuklar arasında bilinsizce bir ayrıştırmanın ortaya çıktığını anlatmaya çalıştık. Bunun için dünya halkları halkımız, insanına hizmet inancımızdır. Bunu besleyen tek kaynak sevgidir” dedik ve bunu çocuklarımıza anlatmaya çalıştık.
Çocuklar sadece evde değil okulda, boş zamanlarını geçirdikleri kurumlar içinde, spor sahalarında milliyet ve inançları ile adlandırılması yerine birlikte olduğu insanalara sevgi ve ortak çalışmalarındaki başarıları ile değerlendirilse bu çocukar dünyayı ve insan olmayı öğrenecekler ve sevecekler. O zaman kendi kişiliklerine, ailelerine, içinde doğup büyüdükleri topluma düşman hale gelmezler.

Aynı topraklarda doğan, büyüyen çocuklar, gençler, insanlar fikir özgürlüğüne, farklı inanç ve milliyetlere ait olma özgürlüğüne karşı yetişiyorlarsa, nefret ve kin besliyorlarsa, böyle korkunç olaylar işliyorlarsa bu ülke halkları, aydınlar, özellikle yöneticileri ve biz göçmenler, başımızı avuçlarımızın içine alıp “bu insanların böyle canavarlaşmasında acaba bizim payımız yok mudur” sorusuna cevap aramalıyız, düşünmeliyiz.

Herkes biliyor ki terörizm sivri sinek gibidir, mil kurutulmadan sivrisineklerden kurtulmak mümkün değildir. Bu tür terör eylemleri karşı terörlerin olmasını, farklı düşünce, ırk, ve inançlardan gelenlerin ötekileştirilmesine, saldırıya uğramasının zeminini hazırlar. Başta Fransa ve Almanya olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinin halkı ve yöneticileri, bu ülkelerde yaşayan göçmenler sağ duyulu davranmalılar. Özgürlük – eşitlik – kardeşlik düşüncesine bu gün dündan daha çok ihtiyacımızı olduğu bilinciyle hareket etmeliler. Yoksa ırkçıların ve Fundementalist- gericilerin toplum içinde huzursuzluğu yaygınlaştırmalarına yardım edilmiş olunur.
Son sözüm gene bugün özgürlük – eşitlik – kardeşlik düşüncesine dünden daha çok ihtiyacımız vardır.

Lanet olsun Fransa’da Charlie Hebdo Dergisi’ne saldırı düzenliyen katillere ve onların arkasındaki karanlık güçlere Lanet olsun!
Ben de Charliyim! Charli ve arkadaşlarının anısı önünde saygı ile eğiliyorum.

Münster, 09.01.2015