Ah ufkum sınırsız umudum
Yıldız kütleli kara delikleri
Yıkıp geçen ufkum
Tavlanan toprakta tohum
Nar
Kayısı
Ceviz bahçelerinde her bahar açılan tomurcuk
Her yaz salkım salkım olgunlaşan meyve oldun
Bütün varlıkları eledin
İnsan tekliğine Nazım’a
Yılmaz’a, Deniz’e, Hüseyin’e
Mahir’e ve İbrahime yürek oldun
Sebahtin Ali’nin
Ahmet Arif’in kaleminde şiir
Şıvan Perver
Ve Ahmet Kaya’nın dilinde türkü oldun
Aktın dilden dile
Güneşten sekiz kat daha büyük umudum
Sevda yüklü bin bir renkli ufkum

Kör benciliği yıkan
Yıldızların dış katmanlarını
Bir süpernova patlamasıyla
Uzaya savuran
Ezgilerimin kızıl umudu
Yıldızlara yaşam taşıyan ufkum

Bir avuç kül gibi yele ver kaygılarını
Aldırma gökte çelik kanatlı galasiklerin
Toprağıma saldığı zehirli gaz
Ve toz bulutlara
Yıkılacak bugün olmaysa yarın
Yutarak yıldızlarımızı
Hükümdarlığını sürdüren canavarların devranı

Elbet hesabı sorulcak
Sabah uykusunda güvercinler gibi avlanan
Ve yatağında ateşe verilen çocukların
Elbet gelir gün deşilir karnı karanlığın
Temizlenir topraklarımız
Dağlarımız
Bu zehirli tikenlerden
Yılanlardan ve çıyanlardan
Elbet hesap verecekleri bir günü vardır kan emicilerin
Beni bırakıp gitme
Gel ak kanatlı bir güvercin gibi
Gülüşlerinle kon ufkumun penceresine umudum…

Haziran 2009