Yalvarıyorum size asker kardeşim
Bak elinizdeki silahlara
Ayaklarınızda ki potine
Belinizdeki kayışa
Hiç birini ne Suriye
Ne Türkiye üretmiş hepsi yabancı ülkelerden
Dön bak çevrene
Bakır / krom / demir/ petrol
Ve gümüş
Ve yaşama hayat veren sular
Dört mevsim dört ürün verir
İçinde doğduğun bu topraklar

Yabancının silahı ile öldürüyorsun
Allah u Ekber diye bağırarak kardeşini
Kül oluyor göz nuru el emeği ekinler,
Yanıyor ormanlar bahçeler

Yıkılıyor attığın her havan topuyla
Anne kucağında ki bebeğin başına evler
Soluyor dalından koparılan bir gül sanki
Düşün kim için öldürüyorsun bunca çocuğu
Attığın her kurşunla
Göksü parçalanıyor kardeşinin
Evde saçlarını yolluyor annen
Göz yaşları kan olmuş sevdiğin kadının
Korku içinde çırpınan bir geyik sanki
Dişleri kenetlenmiş bacının

Yalvarıyorum size bakın elinizdeki silahlara
Onları ne siz ne de babalarınız üretti.
Çalın onu yere
Kırın param parça edin ve dönün yuvalarınıza

Yalvarıyorum size asker kardeşim
Çıkın siperlerden bakın çevrenize paramparça olmuş
Kan içinde kalan vücutlara,
Düğün türküleri değil gök mavisini saran bu ses
Kuş çığlıklarını kucaklayan annelerinizin, sevgililerinizin
Ve bacılarınızın çığlıkları
Sizi cepheye sürenlerin bir tanesinin bile
Çocuğu yok aranızda
Kanınızla geride kalan çocuklarınızı
Ve kardeşlerinizi köleleştirecekler

Oysa bu Cennet topraklarda
Size yaraşan barış içinde yaşamak
Sevdiklerinizle el ele düğünlerde halay çekmek
Size ölümü ve öldürmeyi layık görüyorlar
Bu savaş namus meselesi değil
Silah üretenlerin sürsün diye saltanatları
Ve onların bu topraklarda ki ortaklarının
Kazanç savaşı bu

Bu karar verdikleri çatışmalardan
Çıkarı yok hiç birinizin bu akan kandan,
Bu kinden ve nefretten

Yalvarıyorum size Suriyeli
Ve Türkiyeli Asker kardeşlerim
Atın ateşe elinizdeki salahları
Kucaklayın bir birinizi
Akmasın başkalarının silahı ile kardeş kanı topraklarımıza
Çevirelim barış Cennetine topraklarımızı
Asıl düşmanlarımız bu savaş kararı verenler
Bu silahları üretenler
Ve topraklarımızdaki madenlere göz koyanlardır.
Çıkarıp atalım onların içimize saldığı kardeş düşmanlığını
Kini ve nefreti içimizde söküp atalım.

Duy sesimi esker kardeşim
Seviyorsan anneni, eşini, nişanlını
Bacını, anne memesini emen yavrunu
Seviyorsan topraklarını
Siperlerde Allah u Ekber diye andığın Tanrıyı
At elindeki silahı
Dön yuvana
Sevinsin, sevgilin, annen,
baban, kardeşin ve dostlarin sevinsin
Mutlulukla nur yürüsün çocukların yüzüne

Bakın kardeşlerim içtiğimiz aynı su
Akıyor kanımız aynı toprağa
Dicle ve Fırat suluyor
Türkiye’nin de
Suriye’nin de topraklarını
Akdeniz sularında aynı şarkıyı söylüyor balıkçılarımız
Aynı suda yüzüyoruz güneşli günlerde

İşte Akdeniz’i
Fırat’ı, Dicle’yi ve tüm topraklardaki petrol / bakır, krom,
Demir,gümüş ve daha ne varsa
Elle geçirmek için
İki cephede vurduruyorlar kardeşi kardeşe

Bütün sevdikleriniz adına yalvarıyorum size
Çıkın siperlerden
Bakın yanan köylere / yıkılan kent mahallelerine
Parçalanan kardeşlerinizin cesetlerine bakın
Ve çekilin cephelerden
Atın ateşe elinizdeki silahları
Bununla özgürleşir Türkiye
Ve Suriye toprakları
Bununla gelir barış ve Cennet bahçesine döner Ortadoğu

05. Ekim 2012
Molla Demirel